22 Ağustos 2007

evolva

evolva, evolve kelimesinden türetme sanırım. oldukça eski bir oyun.
oyunun başlangıcında, bir uzay gemisinin, bir tohumu boşlukta takip ettiğini izlersin; tohum bir gezegene düşer. gezegen; devekuşu - kurba' - kaplumbağa benzeri "hayat biçimleri"* içerir...


yer'e düşen tohum kısa sürede kendi varoluşuna uygun bir davranışa girer ve toprağa dahil olur; bu arada yeni hayat biçimlerinin de ortaya çıkmasında hareket ettirici nedendir; eh doğası gereği.



uzay gemisindeki "akıllı varlık" tüm bu olan biteni sessizce izler ve gezegendeki hareketlenmenin, gezegene pek de yaramayacağını anladığı anda harekete geçer. çünkü tohum büyük bir açgözlülükle yayılmacı davranıştadır ve ortaya çıkardığı varlıklar (örümcek - böcek görünümlü) gezegen ahalisininin kaynaklarını ve tabii ki kendilerini yok etmektedir.
dört mutant gönderir gezegene; oyuncu bu dört kendini geliştirebilen (evolve olabilen?) mutantı bir arada ya da tek tek kullanarak gezegeni "hastalık"tan kurtaracaktır.


çoğu insan için oldukça sıkıcı... belki de bu yüzden pek tutmadı?
zamanına göre grafikleri ve özellikle müzikleri oldukça başarılıdır bu oyunun. tek bir konuşma - anlaşma -diyalog yer almamasıdır belki insana sıkıcı gelen?
şimdi iki noktayla bağlantı kurmak istiyorum.
matrix filminde ajan smith'in neo'ya söyledikleri:

"seninle, burada geçirdiğim süre içinde öğrendiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. türlerinizi sınıflandırma fikrine kapıldığım bir günümde aslında sizin, (tipik bir) memeli olmadığınızı anlayıverdim. bu gezegendeki her memeli iç güdüsel olarak çevrelerindeki ortamla doğal bir denge oluşturur. ama siz insanlar bunu yapmıyorsunuz. siz belirli bir alana yerleşip çoğalıyorsunuz. sonunda bütün doğal kaynaklar yok olana kadar buna devam ediyorsunuz. hayatta kalmak için yapabileceğiniz tek şey olarak da başka bir alana yayılmak kalıyor. bu gezegende aynı yöntemi kullanan bir başka organizma daha var. ne olduğunu biliyor musun?
virüsler...
insan türü bir hastalık.
bu gezegende bir kansersiniz.
bir tür salgın."

o uzay gemisindeki "akıllı varlık" bizim gezegenimizi de temizlemeye (tedavi etmeye) karar verse, diye düşünmüşümdür; -sadece kendi adıma- ne trajik! çünkü asla ölmek istemem ama o "akıllı varlık" bu kararı versin isterim.

bir diğer bağlantı noktası, (yine pek tutmamış) bir marvel çizgiroman karakteriyle ilgili. ROM isimli bu karakter pek bilinmez; çünkü o pek de özdeşim kurulabileceğin, "ne yapıyorsa haklı" lafını içtenlikle ifade edebileceğin bir karakter değil. kendi gezegeninin istilası karşısında organik bedeninden vaz geçip bir "robot savaşçı" bedeninde hapsolmayı göze almıştır. gezegeni yok olmuş ama düşman da büyük bozguna uğramıştır. ROM galakside darkon'ların izini sürer ve onların, bu tek aylı mavi gezegende güçlenmekte olduklarını keşfeder.
darkon'lar biçim değiştirerek insanların arasına karışmışlardır.



ROM bir gece senin evine girer; sana ve ailene ışın çıkaran bir alet tutar; galiba "notralizör"dü ismi; sonra anneni yok eder; annenin kim bilir ne zaman öldürülmüş olduğunu ve annen diye bildiğin "şeyin" iğrenç saldırgan bir varlık olduğunu sana anlatmaya çalışsa da sen ona asla inanmazsın.
eh; trajik bir durum...

işte: oyunu oynarken yavru örümcekleri de öldürmek zorunda kalıyor oyuncu...

oyun ve müziği hakkında iki video:

*bir ekleme: bir tohumdur elbette her şeyi başlatan; oldukça masum bir açılım: pantera-planet caravan video'su: *matrix filminden alıntı divxplanet.com'daki, "Hornplayer" çevirisinden... biraz elledim ama:) * hayat biçimleri: future sound of london-lifeforms-lifeforms- part 1 ve plife forms - part 2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder