aslında kutsal kitaplarda geçiyordur bu öykü ama tam referans verebilecek bilgiye sahip değilim. sanırım mason inancında da yeri var.. bu mitolojik bonservise sahip isim, film için oldukça önemli, özellikle final sahnesi düşünülürse...
elbette önemli, yoksa yönetmen filmin ismini dehşetin nefesi falan koyardı değil mi?
her neyse, 1990 tarihli bu garip ve oldukça etkileyici filmin dvd'si sonunda yayınlandı güzel ülkemizde. silinmiş üç sahne ve yönetmen-senarist açıklamalı bir küçük yapım belgeseli içeren bu dvd'yi elbette epey tatmin edici buldum. yani big lebowski gibi bir filmi dandik mi dandik bir halde piyasaya sürmüşlerken, bunu beğenmemek olmazdı.
yıllar önce show tv'de yayınladığında izlemiş ve vhs kasete kaydetmiştim. defalarca izledim ve beni gerçekten oldukça etkilemiştir. bazı açılardan aslında gereğinden fazla söz söylüyor diye düşünürüm. şu deney-kimyasal muhabbeti olmasa keşke; çok daha sarsıcı bir film olacakmış... çünkü zaten hali hazırda çok önemli, çok çarpıcı bir bakış açısına sahip; politik-anti-militarist ıvır zıvırları da arada halletme derdine girmeseydi keşke. tamam, onlar hakkında da söyleyecek bir çift lafın olabilir ama işte, tıpkı çok fonksiyonlu eşyalar gibi: aynı zamanda saç kurutma makinesi de olan bir radyoya sahipsen, ya radyo özelliği ya saç kurutma özelliği ya da ikisi birden aslında tam gerektiği gibi performans vermez... bu tür nanelerin tek istisnası isviçre çakısıdır ve onlar da olabildiğince uygun şeyleri bir araya getirirler.
oldukça rahatsız edici sahneler var bu filmde. tim robbins'in masum, efendi, gayet normal bir adam görünümü ve yeteneği ile film çok şey kazanmış. (aferim bana, çok güzel dedim)
buz dolu küvet ve masaj (ya da fizik tedavi?) sahnelerini çok severim. tim robbins'in (jacob singer'ın), el falına bakan falcı kadına yaptığı espiri de her zaman hoşuma gitmiştir. galiba falcı kadının gülmesi, gülüş şekli yüzünden.
en az iki kere izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bu filmle alakalı olarak, yönetmen, filmin ölümcül hastalıklara kapılmış insanlara, telkin amaçlı izletmek için kullanıldığını ve bu durumun kendisini çok gururlandırdığını söylüyor...