stumbleupon aracılığıyla good 50x70 isimli siteyi keşfettim; gezegenin belli başlı sorunlarıyla ilgili bir dolu afiş tasarımı var sitede; muhtemelen bir çeşit değerlendirme yapıp güzel dünyamızın sorunlarına dikkat çekmek amacıyla bu tasarımları kullanıyorlardır. ben duyarsız ve üşengeç bir insan kişisi olduğum için sanki yaratıcı reklam görsellerine bakar gibi baktım* tüm afişlere; daha doğrusu bu senenin afişlerine... bir süre sonra, (zihnimin dinlenmesi gerek) geçen senenin afişlerine de bakacağım...
gerçekten de duyarsız mıyım acaba diye ciddi ciddi düşündüğüm zamanlar olmuyor değil. ne bileyim hiç bir siyasi parti benden geçerli oy almadı örneğin**. hatırladığım kadarıyla hiç bir imza kampanyasına da katılmadım. şu yan taraftaki küçük greenpeace bannerini saymazsak, destek verdiğim tek bir organizasyon yok; banneri sayarsak da işte en fazla o kadar!
sanırım öncelikle yapılması gereken, kişilerin kendi hayatlarını değerlendirmesi, kendilerini gerçekleştirmeleri... yani şu "sen evinin önünü temiz tut, böylece şehir de temiz olacaktır " gibi... en zoru da bu sanırım?
dünyayı değiştirirsin, yeri yerinden oynatırsın tamam ama bakalım sen işe yarar bir insan kişisi misin? bu, "tavuk mu yumurtadan çıkar..." paradoksunun*** bana en mantıklı gelen çözümü.
...................
*tıpkı hayvanat bahçesindeki aslana, penguene bakar gibi; bir elimde kutu kola ile...
**"ama oyunun gecersiz olması, dincilere, şunlara bunlara oy vermen anlamına gelir" diye üzerime gelenlere uzun uzun cümleler kuruyordum ama bir gün keny arkana'nın kısaca anlatabildiğini duydum: "oy kullanma hakkının bir şeyleri değiştirmesi mümkün olsaydı çoktan yasaklanmış olurdu"
***"halkın bilinçlenmesi için düzeni değiştirmek gerekiyor ama düzeni değiştirmek için de halkın bilinçli olması gerekiyor" sanki 1984 (george orwell) isimli kitapta böyle bir düşünce vardı; emin değilim...
gerçekten de duyarsız mıyım acaba diye ciddi ciddi düşündüğüm zamanlar olmuyor değil. ne bileyim hiç bir siyasi parti benden geçerli oy almadı örneğin**. hatırladığım kadarıyla hiç bir imza kampanyasına da katılmadım. şu yan taraftaki küçük greenpeace bannerini saymazsak, destek verdiğim tek bir organizasyon yok; banneri sayarsak da işte en fazla o kadar!
sanırım öncelikle yapılması gereken, kişilerin kendi hayatlarını değerlendirmesi, kendilerini gerçekleştirmeleri... yani şu "sen evinin önünü temiz tut, böylece şehir de temiz olacaktır " gibi... en zoru da bu sanırım?
dünyayı değiştirirsin, yeri yerinden oynatırsın tamam ama bakalım sen işe yarar bir insan kişisi misin? bu, "tavuk mu yumurtadan çıkar..." paradoksunun*** bana en mantıklı gelen çözümü.
...................
*tıpkı hayvanat bahçesindeki aslana, penguene bakar gibi; bir elimde kutu kola ile...
**"ama oyunun gecersiz olması, dincilere, şunlara bunlara oy vermen anlamına gelir" diye üzerime gelenlere uzun uzun cümleler kuruyordum ama bir gün keny arkana'nın kısaca anlatabildiğini duydum: "oy kullanma hakkının bir şeyleri değiştirmesi mümkün olsaydı çoktan yasaklanmış olurdu"
***"halkın bilinçlenmesi için düzeni değiştirmek gerekiyor ama düzeni değiştirmek için de halkın bilinçli olması gerekiyor" sanki 1984 (george orwell) isimli kitapta böyle bir düşünce vardı; emin değilim...
Bence insanın çok duyarlısı biraz aciz duruyor. Takdir edilesi bir durum tabi ki ama ne bileyim o çığırtkan havayı pek sindiremiyorum ben. Duyarlılık derecesi arttıkça da bireyin tek başına yapması gerekenler öyle çeşitleniyor ki içinden çıkılmaz bir hal alıyor, insan böyle böyle şartlar karşısında acizleşiyor. Bir yandan fikir üretirken bir yandan kendi hayatını öne koymak daha mantıklı geliyor bana.
YanıtlaSilSiteyi iyice bir didikledim, bazı afişlerdeki yaratıcılık boyutu şaşılasıymış gerçekten.
Bu arada bilmiyorum hazineni paylaşmak ister misin ama StumbleUpon paylaştıkça güzel. :)