bilgisayar hayatıma girdiğinden beri kitap okuma oranım düştü. bir çok insan gibi... ne mallık! geçenlerde gaza geldim, bir dolu kitap aldım ve iyi bir dönüş olur diye otostopçunun galaksi rehberi serisini tekrar okudum. sanırım oldu da. heyecanla beklediğim "orhan pamuk'un yeni romanı" ikinci sıradaydı ve ona başladım ancak cevdet bey ve oğulları'nı yarım bıraktığım gibi, orhan pamuk'un bu kitabını da yarım bırakacağım sanırım.
birkaç arkadaşım dışında bana aşk hayatını uzun uzun anlatan kimse olmadı. o arkadaşlarım da benim abuk sabuk yorumlarımdan hoşlandıkları için anlatmışlardır zaten. bana ne yahu senin aşkından; seni tam olarak anlasam bu sefer ben de senin gibi, senin aşık olduğuna aşık olacacağım! yok artık! kimse istemez bunu...
ama bir kitap okumak nedir? benim anlayışıma göre, örneğin, hayatta karşılaşma olasılığının oldukça düşük olduğu, muhteşem şeyler anlatan, ortaçağ uzmanı, sakallı ve tombul bir italyan profesörü dinlemek? ya da hiç tanımadığım birinin "yarattığı" kemal adında, sıkıcı bir herifi dinlemek? (oysa galip'i dinlemek ne keyifliydi...)
çok basit bir şey sonuçta; o anlatmayı seviyordur (hem de senin çok ilgini çeken şeyleri) ve geçersin karşısına dinlersin. eh o kadar kolay değilse o şansı yakalamak, o anlatılanların metinlerini okursun olur biter? büyütülecek, kutsallaştırılacak bir şey yok hani "kitap okuma" konusunda.
işte kemal de beni sıktı. ödev değil ya seni dinlemek yahu, demeye başladım içimden. hayır birşeylere bakınsam, o anlatsa ben başka şeyler düşünsem; o da mümkün değil: kafanı başka yöne çevirdiğin anda susuyor! pis bir gerilim ondan sonra... ancak üzgünüm; daha fazla dinlemek istemiyorum sanırım kemal'in aşk hayatını...
matrix'in neo'suyla alakalı, "matrix: revolutions" filminde "neo-isa" benzerliği (?) konusunda, ceviz kabuğu programında bir tartışma vardı. programa islam dini uzmanı olarak görme özürlü, sempatik(!) bir adam (biliyorum ismini ama google tutup kolundan getirmesin bambaşka dertteki birini!) hristiyan dini uzmanı bir rahip ve (hatırlamıyorum pek) bir iki kişi daha katılmıştı. islam uzmanı filmin ilk cd'sini evde "takmış" ancak hanımı pek sıkılmış o yüzden filmin hepsini izlememiş; bir diğeri ("sayın cevizkabuğu" olabilir) ilk filmi izlemiş ama üzerine konuştukları filmi izlememiş... her neyse bunlar saatlerce tartışmayı başardılar! bu aralar herkes "mustafa" isimli filmden bahsediyor ve tartışanların, yorumlayanların bir bölümü henüz filmi izlememişler bile. işte! çok belirgin: kitabı bitirmeden atıp tutmakla bir dangalaklık mı yapıyorum? elbette hayır; sadece kemal'den sıkıldım ben. eğer ki, "hadi bakalım dök taşlarını" diyebilecek durumda olursam, dinlersem kemal'in tüm anlatacaklarını, kitap hakkında da "cart curt" ederim.
eski istanbul fotoğrafları bonus; altlarındaki bilgiler, kartpostal'ların arkasından:
"üsküdar iskelesi ve meydanından bir görünüş"
"taksim meydanı"
"sokullu camii ve atatürk köprüsü"
"karaköy"
"istanbul limanı"
"karaköy'den köprü, yeni camii ve süleymaniye'ye doğru"
"galata köprüsü"
"beykoz"
"beşiktaş, barbaros bulvarı"
"aksaray meydanı"
birkaç arkadaşım dışında bana aşk hayatını uzun uzun anlatan kimse olmadı. o arkadaşlarım da benim abuk sabuk yorumlarımdan hoşlandıkları için anlatmışlardır zaten. bana ne yahu senin aşkından; seni tam olarak anlasam bu sefer ben de senin gibi, senin aşık olduğuna aşık olacacağım! yok artık! kimse istemez bunu...
ama bir kitap okumak nedir? benim anlayışıma göre, örneğin, hayatta karşılaşma olasılığının oldukça düşük olduğu, muhteşem şeyler anlatan, ortaçağ uzmanı, sakallı ve tombul bir italyan profesörü dinlemek? ya da hiç tanımadığım birinin "yarattığı" kemal adında, sıkıcı bir herifi dinlemek? (oysa galip'i dinlemek ne keyifliydi...)
çok basit bir şey sonuçta; o anlatmayı seviyordur (hem de senin çok ilgini çeken şeyleri) ve geçersin karşısına dinlersin. eh o kadar kolay değilse o şansı yakalamak, o anlatılanların metinlerini okursun olur biter? büyütülecek, kutsallaştırılacak bir şey yok hani "kitap okuma" konusunda.
işte kemal de beni sıktı. ödev değil ya seni dinlemek yahu, demeye başladım içimden. hayır birşeylere bakınsam, o anlatsa ben başka şeyler düşünsem; o da mümkün değil: kafanı başka yöne çevirdiğin anda susuyor! pis bir gerilim ondan sonra... ancak üzgünüm; daha fazla dinlemek istemiyorum sanırım kemal'in aşk hayatını...
matrix'in neo'suyla alakalı, "matrix: revolutions" filminde "neo-isa" benzerliği (?) konusunda, ceviz kabuğu programında bir tartışma vardı. programa islam dini uzmanı olarak görme özürlü, sempatik(!) bir adam (biliyorum ismini ama google tutup kolundan getirmesin bambaşka dertteki birini!) hristiyan dini uzmanı bir rahip ve (hatırlamıyorum pek) bir iki kişi daha katılmıştı. islam uzmanı filmin ilk cd'sini evde "takmış" ancak hanımı pek sıkılmış o yüzden filmin hepsini izlememiş; bir diğeri ("sayın cevizkabuğu" olabilir) ilk filmi izlemiş ama üzerine konuştukları filmi izlememiş... her neyse bunlar saatlerce tartışmayı başardılar! bu aralar herkes "mustafa" isimli filmden bahsediyor ve tartışanların, yorumlayanların bir bölümü henüz filmi izlememişler bile. işte! çok belirgin: kitabı bitirmeden atıp tutmakla bir dangalaklık mı yapıyorum? elbette hayır; sadece kemal'den sıkıldım ben. eğer ki, "hadi bakalım dök taşlarını" diyebilecek durumda olursam, dinlersem kemal'in tüm anlatacaklarını, kitap hakkında da "cart curt" ederim.
eski istanbul fotoğrafları bonus; altlarındaki bilgiler, kartpostal'ların arkasından:
"üsküdar iskelesi ve meydanından bir görünüş"
"taksim meydanı"
"sokullu camii ve atatürk köprüsü"
"karaköy"
"istanbul limanı"
"karaköy'den köprü, yeni camii ve süleymaniye'ye doğru"
"galata köprüsü"
"beykoz"
"beşiktaş, barbaros bulvarı"
"aksaray meydanı"
bence kitapların "okuma zamanı" vardır ve yine bence, senin o kitabı okuma zamanın gelmemiş daha...:)
YanıtlaSilkartlar ne kadarda kalabalıktan uzak ve yeşil görünüyor...:)
mathy: bence de sence.. araya başka bir kitap girsin belki dediğin gibi zamanı gelir okurum?
YanıtlaSilkalabalık gelip yeşili yemeden önceki zamanlar işte:)
__ zaphod beeblebrox'ı nasıl buldun peki???__
YanıtlaSilzaphod renkli hatta "gereğinden fazla" renkli:) yine de arthur ve marvin kadar ilgimi çekmiyor. memnunum ama hepsini tanıdığım için.
YanıtlaSil__ filmini izlemiş miydiniz Mr. Tersmedi Tasyon???? (Ototstopçunun Galaksi Rehperi'nin 4 ciltlik kitabı bence kesinlikle daha başarılıdır, ama filmde de "42" sahnesi çok iyiydi .... gülmekten karnım ağrımıştı:))))__
YanıtlaSilfilmi izlemedim, izlemem de sanırım çünkü marvin'i berbat tasarlamışlar... bununla beraber seri 5 kitaptan oluşuyor;düzeltmeden edemedim; ukalalık olarak görülmesin ama:)
YanıtlaSilhatta serinin kutsal kitap versiyonu 5+1 şeklinde; bonus öykülü..
YanıtlaSilzaphod beeblebrox gibi, onun da fazlası var eksiği yok :)
kartpostallar gerçekten çok yeşil ve kalabalıktan uzak:)Hergün İstanbul trafiğine karışan biri olarak bu halini görmeyi çoooook isterdim gerçekten...
YanıtlaSil