interaktif ayna yapmışlar, saçmasapan bir şey olmuş; gittiğim bir yerde görsem önünde epey zaman harcarım ama evimde istemem doğrusu böyle bir nane...
bir program yazabilmek isterdim: bilgisayarına yüklüyorsun ve monitörünü aynaya çeviriyor. bu programla özellikle kadın kişisinin çok ilgileneceğinden hatta özellikle iş yerlerinde ilk iş olarak çalıştırılacağından ve iş bitene kadar da (son bir kontrol, son bir bakış) hiç kapatılmayacağından eminim. (patron geliyor, görev çubuğuna indir)
heyecanlanmaya gerek yok çünkü öyle bir program hiç bir zaman çıkmayacak. ve evet, dedemin radyo için "bokum çıkar bunun resimlisi" ve dedemin dedesinin de "şu torunum çok acayip şeyler icat edecek sanırım" demiş olmaları ve her ikisinin de yanıldığı doğrudur.
insanlar bilgisayarla her şeyin yapılabileceğini sanıyorlar, evet her şeyin: dolaylı da olsa. oysa bilgisayar hiç de güvenilir bir şey değildir ve hayatın o kadar da bir parçası olması gereksiz ve hatta tehlikelidir. bilgisayar nedir? onu geçelim; peki nasıl çalışır? utanmadan iddia ediyorum gibi olacak ama hiç bir şey de gizli kalsın istemiyorum.
bilgisayar bir dolu parçanın bir araya gelmesiyle çalışır ve en önemli parçası işlemcidir. işlemci ise çok acayip bir şey yapar: zamanı yavaşlatır. yuh! evet! şimdi klavye ile yazı yazıyorum ve bunda büyütülecek bir şey yok; ekranda görünmesini istediğim harfe ait tuşa basıyorum ve bir elektrik atlamasıyla derhal onu ekranda görüyorum. ama fare hareketlerini düşün; hem de bir bilgisayar oyununda! sürekli yatay ve dikey koordinatların komutları gidiyor, ekranda sen sonucu görebilesin diye! bunların ötesinde bir de fare düğmelerine tık tık basıyorsun ve bir yandan da onları anlamlandırmak gerekiyor. her düğmeye bastığında "bir kurşun sesi" dosyası çalışıyor örneğin. peki bunca hareketliliğe nasıl yetişecek bilgisayar? işte işlemci komutların karışıklığı oranında bilgisayar için zamanı yavaşlatıyor; böylece sakin sakin her şeyi hallediyor kendi içinde. başka nasıl olacak? bunu deneyle desteklemek için masa üstünde bulunan kırk kadar farklı programın kısa yollarının tümünü seçtiğini ve enter tuşuna basmak suretiyle bir anda hepsini çalıştırdığını varsayalım. korkunç bir saldırıya uğradığını düşünen dehşete düşmüş bilgisayarının hiç bir iş yapamaz hale geldiğini ve ekranın donduğunu göreceksin. oysa bilgisayar tüm komutları uygulamaya geçirmek adına, zamanı neredeyse durma noktasında yavaşlatmıştır. sadece bilgisayarın kasasının içinde ve sadece bilgisayar için gerçekleşen bu "zaman yavaşlama" durumu bazı arızalar sonucu yakın çevreyi de etkiler ve bulunduğu ortamın da zamanını yavaşlatır. özellikle servise gönderilmiş bilgisayarların uzun süre boyunca geri gönderilememesinin nedenlerinden biri de budur.
of başım acıdı, bu kadar yeterli...
zavallı bir bebenin, "bilgisayar nedir ve nasıl çalışır?" konulu ödevini, google aracılığıyla, yukarıdaki yazıyı kopyala yapıştır metodu kullanarak yapmasını dileyerek konuyu kapatıyorum.
bir program yazabilmek isterdim: bilgisayarına yüklüyorsun ve monitörünü aynaya çeviriyor. bu programla özellikle kadın kişisinin çok ilgileneceğinden hatta özellikle iş yerlerinde ilk iş olarak çalıştırılacağından ve iş bitene kadar da (son bir kontrol, son bir bakış) hiç kapatılmayacağından eminim. (patron geliyor, görev çubuğuna indir)
heyecanlanmaya gerek yok çünkü öyle bir program hiç bir zaman çıkmayacak. ve evet, dedemin radyo için "bokum çıkar bunun resimlisi" ve dedemin dedesinin de "şu torunum çok acayip şeyler icat edecek sanırım" demiş olmaları ve her ikisinin de yanıldığı doğrudur.
insanlar bilgisayarla her şeyin yapılabileceğini sanıyorlar, evet her şeyin: dolaylı da olsa. oysa bilgisayar hiç de güvenilir bir şey değildir ve hayatın o kadar da bir parçası olması gereksiz ve hatta tehlikelidir. bilgisayar nedir? onu geçelim; peki nasıl çalışır? utanmadan iddia ediyorum gibi olacak ama hiç bir şey de gizli kalsın istemiyorum.
bilgisayar bir dolu parçanın bir araya gelmesiyle çalışır ve en önemli parçası işlemcidir. işlemci ise çok acayip bir şey yapar: zamanı yavaşlatır. yuh! evet! şimdi klavye ile yazı yazıyorum ve bunda büyütülecek bir şey yok; ekranda görünmesini istediğim harfe ait tuşa basıyorum ve bir elektrik atlamasıyla derhal onu ekranda görüyorum. ama fare hareketlerini düşün; hem de bir bilgisayar oyununda! sürekli yatay ve dikey koordinatların komutları gidiyor, ekranda sen sonucu görebilesin diye! bunların ötesinde bir de fare düğmelerine tık tık basıyorsun ve bir yandan da onları anlamlandırmak gerekiyor. her düğmeye bastığında "bir kurşun sesi" dosyası çalışıyor örneğin. peki bunca hareketliliğe nasıl yetişecek bilgisayar? işte işlemci komutların karışıklığı oranında bilgisayar için zamanı yavaşlatıyor; böylece sakin sakin her şeyi hallediyor kendi içinde. başka nasıl olacak? bunu deneyle desteklemek için masa üstünde bulunan kırk kadar farklı programın kısa yollarının tümünü seçtiğini ve enter tuşuna basmak suretiyle bir anda hepsini çalıştırdığını varsayalım. korkunç bir saldırıya uğradığını düşünen dehşete düşmüş bilgisayarının hiç bir iş yapamaz hale geldiğini ve ekranın donduğunu göreceksin. oysa bilgisayar tüm komutları uygulamaya geçirmek adına, zamanı neredeyse durma noktasında yavaşlatmıştır. sadece bilgisayarın kasasının içinde ve sadece bilgisayar için gerçekleşen bu "zaman yavaşlama" durumu bazı arızalar sonucu yakın çevreyi de etkiler ve bulunduğu ortamın da zamanını yavaşlatır. özellikle servise gönderilmiş bilgisayarların uzun süre boyunca geri gönderilememesinin nedenlerinden biri de budur.
of başım acıdı, bu kadar yeterli...
zavallı bir bebenin, "bilgisayar nedir ve nasıl çalışır?" konulu ödevini, google aracılığıyla, yukarıdaki yazıyı kopyala yapıştır metodu kullanarak yapmasını dileyerek konuyu kapatıyorum.
Bu ayna microsoft'un şu masa şeklindeki sistemine benzemiş.
YanıtlaSil