18 Mart 2009

pis koku

tavandaki tahtalar ilk defa gıcırdamaya başladığında yukarda bir farenin gezindiği şüphesine kapılmıştı. günler ve gıcırdamalardan sonra sesin hep aynı yerden geldiğini fark edince, fare tahtakurusu oldu. bu değişim onu rahatlattı. bir ilaç alma kararıyla birlikte tahtakurusuna alıştı ve onu umursamamaya başladı. oysa yukarıda tahtakurusu falan yoktu; sadece kısa bir süre sonra evi başına yıkılacaktı. o bunu elbette bilemezdi.

tamir etmeye çalıştığı bir cep saati vardı, aylardır uğraştığı halde bir türlü çalıştırmayı başaramamıştı. oysa saat ölmüştü.

sabah beş gibi uyandı. kara perdesinin yırtık yerlerinden içeri girmeye hazırlanan gün ışığının altında, neden uyandığını soruyordu kendisine.

pencereyi açtı, çalışma masasına geçti. tamir edemediği saat orada, diğer bozuk saatlerin arasında duruyordu. birkaç gündür ona dokunmamıştı. uzun uzun saatin akrep ve yelkovanına baktı. saati masanın üstüne koydu, çekmeceden bir çekiç çıkardı. son bir kez baktı saate ve çekici kaldırdı.

ev başına yıkıldı; sabahın beşinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder