muhteşem quino amcanın karikatürlerinden birkaçını daha bulacaksın aşağıda. özellikle teknoloji ile insani yaşam ilişkisine dair çizdiklerine dikkatleri sündürmek isterim. gün geçtikçe yaşlanıyorum galiba ama gün geçtikçe teknolojik fetişizm, "her şey kolaylaşsın, aletler makineler programlar alabildiği kadar hayata dair her şeyin yerini alsın" düşüncesi daha bir sinir bozucu geliyor bana. google, arama bölümünde harfleri büyüttü diye, yok logosunda küçük değişiklikler yaptı diye bile heyecanlanan, bu türden boktan şeylere enerji ve zamanlarını keyifle harcayanlar var. bu bir çeşit fetişizmdir ve beni de hiç ilgilendirmez elbette ama uç noktalarmış gibi görünüyor bana. her ne haltsa, hayat "yalnız kalmakla", "hareket etmemekle", "yüz yüze ilişkileri kesmekle" daha rahat, özgür ya da "kaliteli" değil; çok da açık görünen bir şey bu.
hatta hemen konuyla ilgili bir tavşan fıkrası anlatayım:
"tavşanın biri çok büyük bir iletişim şirketinin telefonla destek biriminde, elbette havuç karşılığı çalışıyormuş. bir gün ormandan çakal aramış, cep telefonuyla bir türlü internete bağlanamıyormuş çünkü. "bu sıçtığımın icadıyla internete bağlanamıyorum, ne tür bir ayar yapmam gerek? çok acil bir..." diye derdini anlatacakmış ki, tavşan, "lütfen cihazınızın seri numarasını tuşlayın" diyerek lafı çakalın ağzına tıkamış. "söylesem olmuyor mu koduğumun numarasını?" diye hiddetle karşılık vermiş çakal. "bilgisayar sistemine o şekilde tanıtıyoruz efendim" demiş tavşan. sonra bu iki mal arasında şöyle bir konuşma gerçekleşmiş:
"tuşluyorum ama benim telefonun yıldız tuşu kırık, çalışmıyor?"
"cihazınızın seri numaranızda yıldız simgesi bulunmaz zaten efendim. tamam şu anda gördüm ekranımda... buyrun nasıl yardımcı olabilirim?"
"internete bağlanmam gerek!"
"tam olarak neredesiniz şu anda?"
"içindeyim ulan ormanın? tam göbeğindeyim hatta!"
"şu anda o bölgeye hizmet veremiyoruz..."
"neden? ha? neden tam lazım olduğunda bir sikim hizmet veremiyorsunuz?"
"efendim şu anda o bölgede geçici bir sorun görünüyor ekranımda; sorun çözülür çözülmez hizmet vermeye devam edeceğiz..."
"hayvan tavşan! ben de sorun için internete bağlanmak istiyorum zaten! itfayeye ulaşmam lazım!"
"neden telefonla ulaşmıyorsunuz?"
"itfaiye beş ay önce tamamen bilgisayar sistemine geçti, pilotsuz yangın söndürme uçakları, helikopterleri aldılar; kritik bölgelere tesisat döşediler, ihbar doğrultusunda derhal otomatik söndürme çalışmalarına başlayabilecek bir sistem ama internet üzerinden başvurmak gerekiyor illa ki çünkü her şeyi bilgisayarlar yapıyor! sırf bizi dinleyenler anlasın diye böyle uzun uzun anlatıyorum, ama yeter ulan, kuyruğuma kadar ateş içinde kaldım!"
"evet, konuşmalarımız kayıt altına alınıyor beyefendi"
"ulan tavşan! sana her ay ödedikleri havuçlar götüne girsin!" diye lafı yapıştırmış bunun üzerine çakal.
"ha ha! her ay ödedikleri havuçlar götüne girsin!" [anlattığı her fıkranın son kısmını, fıkra bittikten sonra tekrarlayan insanlara bir saygı duruşudur]
evet, fıkra falan olmadı bu hatta bir boka benzemedi. mesaj kaygılı komiklik çabası da ne sıkıcı yahu. gerçi quino'nun karikatürlerinde de yoğunlukla var "mesaj" ama mizahının kalitesi de belli hani...
not : karikatürleri daha detaylı incelemek için üzerlerine tıklamak yeterli; yeni sekme/sayfada oldukça yüksek ölçüerde açılıyor...