1959 yılının 16 nisan günü, tarlasındaki mısırları izlemekte olan bay bill ding, kendisinden yaklaşık otuz metre ilerdeki yaşlı meşe ağacının dibine ışıklar saçan bir kürenin yavaşça konduğunu görür. sessizce yaklaşır, izlemeye başlar. küçük bir uzay aracından bir yaratık çıkar, yaşlı meşeye işemeye başlar. bill ding arkadan saldırır, yaratığı etkisiz hale getirir. üstüne başına parlak yeşil uzaylı sidiği bulaşmıştır ama bill ding bunu umursamaz.
uzaylı yaratığı ahıra taşır. ortadaki tahta sütuna sıkıca bağlar. akşam yemeği zamanı geldiğinden dolayı hemen bitişikteki evine gider ama karısına hiçbir şey anlatmaz, günlük şeylerden bahsederek yemek yerler. her zaman olduğu gibi yaşlı bill yemekten hemen sonra radyo dinler. yine her zaman olduğu gibi, radyonun önünden zırt pırt geçiyor diye karısına laf eder. bir süre sonra koltuğunda uyuklamaya başlar ve karısının sekizinci kez uyandırıp, "haydi yatağına geç" demesiyle homurdanarak uyumaya gider.
ertesi sabah erkenden kalkan bay bill, bir süre tavuklarla ilgilenir, üç beş parça odun kırar, kamyonetiyle kasaba bakkalına gidip ekmek ve gazete alıp eve döner. kahvaltıdan hemen sonra tekrar kamyonetine atlar, kasabaya gider, öğleden sonrasına kadar kahvede okey oynar. kahveden çıkmadan hemen önce, öğleden sonra saat iki gibi, askerlik arkadaşı oliver turner'a yaklaşır ve bir uzaylı kaçırdığını söyler. oliver, üç sene önce, kendisini uzaylıların kaçırdığını iddia etmiş, önce gazetelere haber, kısa süre sonra da kasabalıya alay konusu olmuş biridir. yaşlı bill'in kendisiyle alay ettiğini düşünür, "git kendini becer dingo!" diye çıkışır. bay bill, oliver ile iddialaşır: bir av tüfeğine bahise tutuşurlar. yanlarına şahit olarak kasabanın berberi rufus'u alarak bill'in çiftliğine yollanırlar.
yaşlı bill kamyoneti doğrudan ahırın önünde durdurur, hep birlikte araçtan inerler. ahıra girdiklerinde donup kalırlar. iki at ve üç inek aklın sınırlarını zorlayacak bir biçimde bir araya getirilmiş, birbirlerine karıştırılmıştır. çok daha korkuncu bu bulamaca bill ding'in karısı da karışmıştır. tüm bunların ötesinde asıl şaşırtıcı olan ise, karısı dahil, o ucube karışımın tüm parçalarının canlı olmasıdır; karısı ağlamakta, inekler ve atlar sağa sola bakınmaktadır....
bill ding 17 nisan 1956 tarihinde, abuk sabuk işler yapmaktan tutuklanır. kalan ömrünü hapishanede geçirir ve 48 aralık 1973 tarihinde (o sene aralık ayı 53 gün sürmüştür) ölür.
1983 yılında, stewart (stu) pidd isimli emekli ayı oynatıcı kendisini uzaylıların kaçırdığını iddia eder. hükümet "hadi lan, bu sefer ciddiye alalım şu işi!" der, böylece stewart yoğun bir sorguya alınır. 1987 yılının kasım ayında biten sorgu korkunç bir gerçeği ortaya çıkarır.
1959 yılında gençliğinin verdiği delilikle evden kaçan stewart, 16 nisan günü, öğleden sonra, bill ding'in ahırına gizlice girmiş, geceyi orada geçirmeye karar vermiştir. samanların arasında saklanırken bill ding'in garip bir yaratığı kucağında taşıyarak ahıra girdiğini, yaratığı ortadaki tahta sütuna bağladığını ve çekip gittiğini görür. kimsenin gelip gitmediğinden emin olduktan sonra stewart saklandığı yerden çıkar, yaratığa yaklaşır. yaratık kendine gelmiştir ve etrafa şaşkınca bakmaktadır. ne yapacağını bilemez ve korkmuş durumdaki stewart panikler, neredeyse şuursuzca yaratığı serbest bırakır. yaratık bu iyiliği karşılıksız bırakmak istemez ve kurtarıcısına bir hediye vermek ister. kendi kültürüne uygun şekilde üzeri parlak yıldız çizimleriyle dolu üç kutu çıkarır cebinden ve stewart'a birini seçmesini söyler. stewart tek kelime bile anlamamış olmasına rağmen, olayı kavramıştır; ortadaki kutuyu seçer. yaratık kutuyu stewart'a verir ve koşarak uzaklaşır.
kutudan kalem gibi bir cihaz çıkar; tek bir düğme vardır üzerinde. steward sabaha kadar uğraşsa da aletin ne işe yaradığını kavrayamaz. uzaylının verdiği alet, bir canlı birleştiricidir. stewart düğmesine basıp aleti çalıştırdığında, aletin ucundan çıkan, insan gözünün göremeyeceği bir ışın, temas ettiği her canlıyı, bir önce temas ettiği canlıyla birleştirmektedir. stewart büyük bir şanssızlıkla, minik saman çöplerininin arasında gezinen bir iki küçük böceği birleştirmiş ancak karanlıkta onları göremediği için aletin ne işe yaradığını anlayamamıştır.
sabahın erken saatlerinde yola çıkmaya hazırlanan stewart, kapıdan çıkarken aleti yere atmış, ancak farkında olmadan açık bırakmıştır. bundan sonrası tahmin edilebilir; süt sağmaya gelen bill'in karısı yerde aleti bulmuş, "ne ki bu?" derken inekle atı birleştirmiş, belli ki bir kaza sonucu tüm hayvanları birleştirdikten sonra aleti kendine doğru tutmuştur? nasıl olduğunun pek önemi yok aslında, önemli olan tek şey var: bill ding masumdu.
uzaylı yaratığı ahıra taşır. ortadaki tahta sütuna sıkıca bağlar. akşam yemeği zamanı geldiğinden dolayı hemen bitişikteki evine gider ama karısına hiçbir şey anlatmaz, günlük şeylerden bahsederek yemek yerler. her zaman olduğu gibi yaşlı bill yemekten hemen sonra radyo dinler. yine her zaman olduğu gibi, radyonun önünden zırt pırt geçiyor diye karısına laf eder. bir süre sonra koltuğunda uyuklamaya başlar ve karısının sekizinci kez uyandırıp, "haydi yatağına geç" demesiyle homurdanarak uyumaya gider.
ertesi sabah erkenden kalkan bay bill, bir süre tavuklarla ilgilenir, üç beş parça odun kırar, kamyonetiyle kasaba bakkalına gidip ekmek ve gazete alıp eve döner. kahvaltıdan hemen sonra tekrar kamyonetine atlar, kasabaya gider, öğleden sonrasına kadar kahvede okey oynar. kahveden çıkmadan hemen önce, öğleden sonra saat iki gibi, askerlik arkadaşı oliver turner'a yaklaşır ve bir uzaylı kaçırdığını söyler. oliver, üç sene önce, kendisini uzaylıların kaçırdığını iddia etmiş, önce gazetelere haber, kısa süre sonra da kasabalıya alay konusu olmuş biridir. yaşlı bill'in kendisiyle alay ettiğini düşünür, "git kendini becer dingo!" diye çıkışır. bay bill, oliver ile iddialaşır: bir av tüfeğine bahise tutuşurlar. yanlarına şahit olarak kasabanın berberi rufus'u alarak bill'in çiftliğine yollanırlar.
yaşlı bill kamyoneti doğrudan ahırın önünde durdurur, hep birlikte araçtan inerler. ahıra girdiklerinde donup kalırlar. iki at ve üç inek aklın sınırlarını zorlayacak bir biçimde bir araya getirilmiş, birbirlerine karıştırılmıştır. çok daha korkuncu bu bulamaca bill ding'in karısı da karışmıştır. tüm bunların ötesinde asıl şaşırtıcı olan ise, karısı dahil, o ucube karışımın tüm parçalarının canlı olmasıdır; karısı ağlamakta, inekler ve atlar sağa sola bakınmaktadır....
bill ding 17 nisan 1956 tarihinde, abuk sabuk işler yapmaktan tutuklanır. kalan ömrünü hapishanede geçirir ve 48 aralık 1973 tarihinde (o sene aralık ayı 53 gün sürmüştür) ölür.
1983 yılında, stewart (stu) pidd isimli emekli ayı oynatıcı kendisini uzaylıların kaçırdığını iddia eder. hükümet "hadi lan, bu sefer ciddiye alalım şu işi!" der, böylece stewart yoğun bir sorguya alınır. 1987 yılının kasım ayında biten sorgu korkunç bir gerçeği ortaya çıkarır.
1959 yılında gençliğinin verdiği delilikle evden kaçan stewart, 16 nisan günü, öğleden sonra, bill ding'in ahırına gizlice girmiş, geceyi orada geçirmeye karar vermiştir. samanların arasında saklanırken bill ding'in garip bir yaratığı kucağında taşıyarak ahıra girdiğini, yaratığı ortadaki tahta sütuna bağladığını ve çekip gittiğini görür. kimsenin gelip gitmediğinden emin olduktan sonra stewart saklandığı yerden çıkar, yaratığa yaklaşır. yaratık kendine gelmiştir ve etrafa şaşkınca bakmaktadır. ne yapacağını bilemez ve korkmuş durumdaki stewart panikler, neredeyse şuursuzca yaratığı serbest bırakır. yaratık bu iyiliği karşılıksız bırakmak istemez ve kurtarıcısına bir hediye vermek ister. kendi kültürüne uygun şekilde üzeri parlak yıldız çizimleriyle dolu üç kutu çıkarır cebinden ve stewart'a birini seçmesini söyler. stewart tek kelime bile anlamamış olmasına rağmen, olayı kavramıştır; ortadaki kutuyu seçer. yaratık kutuyu stewart'a verir ve koşarak uzaklaşır.
kutudan kalem gibi bir cihaz çıkar; tek bir düğme vardır üzerinde. steward sabaha kadar uğraşsa da aletin ne işe yaradığını kavrayamaz. uzaylının verdiği alet, bir canlı birleştiricidir. stewart düğmesine basıp aleti çalıştırdığında, aletin ucundan çıkan, insan gözünün göremeyeceği bir ışın, temas ettiği her canlıyı, bir önce temas ettiği canlıyla birleştirmektedir. stewart büyük bir şanssızlıkla, minik saman çöplerininin arasında gezinen bir iki küçük böceği birleştirmiş ancak karanlıkta onları göremediği için aletin ne işe yaradığını anlayamamıştır.
sabahın erken saatlerinde yola çıkmaya hazırlanan stewart, kapıdan çıkarken aleti yere atmış, ancak farkında olmadan açık bırakmıştır. bundan sonrası tahmin edilebilir; süt sağmaya gelen bill'in karısı yerde aleti bulmuş, "ne ki bu?" derken inekle atı birleştirmiş, belli ki bir kaza sonucu tüm hayvanları birleştirdikten sonra aleti kendine doğru tutmuştur? nasıl olduğunun pek önemi yok aslında, önemli olan tek şey var: bill ding masumdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder