atlantisten gelen adam diye bir dizi vardı. sıradışı bir yapımdı ve örneğin "hadi atlantisten gelen adamcılık oynayalım" önerisini layıkıyla gerçekleştirebilmek için, mevsim ve deniz (havuz) şartları sağlanmış olmalıydı. bizim o tür olanaklarımız olmadığından (evet yaz da gelmiyordu bizim mahalleye, paso kıştı, çok acılar çektik), atlantistengelenadamcılık oyunumuz, keşfi ve geçmişi saniyenin keşfi kadar eski olan, "kim daha uzun süre nefesini tutacak?" iddialaşmasıyla kendini gösterirdi. halının üzerinde geri zekalı gibi (çocuklar çiçektir) atlantisten gelen adam yüzüşünü taklit etmeye falan da çalışmışızdır; bilmiyorum, hatırlamıyorum ama olmayacak şey gibi de gelmiyor bana.
david blaine 17 dakika nefesini tutarak rekor kırmış (bu rekorda son durum nedir bilmiyorum ve merak da etmiyorum). bir illüzyonist olduğundan, "kesin bir numara vardır" diye düşünülmüştür mutlaka. sanırım bu nedenle ya da belki başka bir ihtiyaçtan, çıkıp anlatmış: "nefesimi 17 dakika nasıl tuttum?" diye. ("nası' tuttum ama! heh!")
bilimsel dergilere ve ciddi platformlara taşındığına göre bu muhabbet, vay be adam 17 dakika nefesini tutmuş, yuh, diye düşünmeden edemiyorum. daha aklı başında ya da bilimsel alt yapısı olanlar, insan bedeninin sınırları ve olanaklarıyla ilgili bir bilimsel veri gözüyle bakıyorlardır.
tüm bunlar bir kenara, david blaine'in konuşması daha doğrusu anlattıkları ilginç, eğlenceli ve finali, nedenini tam bilemesem de, hüzünlü. abartmak istemiyorum ama çok güzel denk geliyor: insan nefesini tutarak izliyor konuşmayı!
david blaine: nefesimi 17 dakika nasıl tuttum:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder