1940 (ya da 1941) yılında çekilmiş bu fotoğrafta görünen insanlar, kanada'da, bir köprü açılışı için toplanmışlar. üzerinde bir oynama olmadığı söylenen bu fotoğrafta, elinde fotoğraf makinesi bulunan, gözlüklü adam pek de "zamanının adamı" gibi görünmüyor diye düşünülmüş ve "yoksa bir zaman yolcusu mu?" sorusu ortaya atılmış. kıyafeti, gözlüğü ve fotoğraf makinesi, 40'lı yılların ötesinde mi sorusuna cevaplar aranmış. eskinin insanı ne kadar önce bir tarihte yaşamışsa o kadar aşağılanıyor, son model insanlar tarafından: 40'lı yıllarda öyle gözlük var mıymış, üzeri desenli, yazılı kıyafetler falan?
1940 yapımı, "they drive by night" isimli, bir kamyon şoförü ile kardeşinin merkezinde, biraz aşk biraz suç öyküsü anlatan bir film var. işte bu bilim kurgu falan olmayan filmde, bir garaj kapısı, araba iki nokta arasından geçerken otomatik açılıyor. o dönemde gerçekten var mıydı öyle bir şey diye düşünmeye gerek yok, en azından fikir olarak varmış. çok daha önceleri düşünülmüş bir şeydir belki de? nesne hareketini algılamaya dayalı açılıp kapanan kapıların tarihi konusunda bir araştırma yapmadım ama filmde gördüğümde şaşırmıştım. insan bilmiyorsa şaşırır ya, öyle işte.
neyse, işin eğlenceli kısmına geçeyim:
zamanda yolculuk konusunu ne kadar ciddiye almalı sorusuna basit bir yanıt bulunabilir. sessiz bir yerde uzun uzun düşünmek gerek; geçmiş senelerde, özellikle çocukken, dikkatini çeken garip biri olmuş muydu, sanki senin daha yaşlı halin gibi biri? hele bir de seninle konuşmuşsa, ne bileyim, hafta sonu sinemaya gitme, evden çıkma gibi bir şey söylemişse falan, harika! kesinlikle derhal başlamalısın bu konuyla ilgili kendini yetiştirmeye. işte zamanda yolculuk muhabbetinin en sevdiğim yanı, tam bu noktada sorulabilecek, "zamanda yolculukla ilgilenmenin nedeni zaten zamanda yolculuk yapıp, kendinle etkileşim kurman ve yıllar sonra bunu hatırlaman değil mi?" fotoğrafa uyarlarsak bu durumu, gerçekten de zaman yolcusuysa o eleman, tahminime göre doksanlarda başarmış geçmişe gitmeyi. fotoğrafının çekildiğinden de bu fotoğrafın bir müzede sergilendiğinden de haberi olmamış ve bir ara ölüp gitmiş. daha enteresanı şu olabilir: geçenlerde internette gezinirken bu fotoğrafla karşılaştı bu eleman ve hayretler içinde kaldı çünkü fotoğraftaki kendisinin biraz yaşlı görünümüydü. bunun üzerine zamanda yolculuk konusunda araştırma ve çalışmalar yapmaya başladı. belki on sene sonra geçmişe gitmeyi başaracak ama bir dakika, o güne (köprü açılışına) gitmek zorunda mı ya da zaten gitmemiş miydi?
onun durumu bir paradoks ama daha belalısı var. robert heinlein, "all you zombies" isimli öyküsünde* zamanda yolculuk kavramını oyuncak yapmış, evirip çevirmiş:
bir adam bara gelir ve barmenle sohbet etmeye başlar ve kendisini 'evlenmemiş anne' olarak tanımlar. barmen meraklanınca anlatır...fotoğraftaki "zamanının ötesinde" göründüğü söylenen adam zaman yolcusu ise ve henüz zamanda yolculuk konusunda bir şey yapmamışsa, bu fotoğrafın bir "mim"e dönüşmesi (umarım dönüşür) çok heves kırıcı olabileceği gibi ("öyle internetlerde mim peşinde dolanırsan, bok yaparsın zaman makinesi!") aksine çok da teşvik edici olabilir: onlarca başarılı photoshop kolajından sonra, "vay be ne kadar çok yer gezeceğim şu makineyi yapabilirsem!" diyecek ve kolları sıvayacaktır.
kendisi bir kız çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve doğumdan hemen sonra bir yetimhanenin önüne bırakılmıştır. o yüzden genç bir kızken kendi kendine söz vermiştir, 'bir gün bir çocuğum olursa asla onu terk etmeyeceğim' diye. ama bir gün karşısına bir adam çıkmış ve onu kandırmıştır, adamla beraber olmuş ve hamile kalmıştır ve bu arada adam da ortadan kaybolmuştur.
doğum çok ama çok zorlu geçmiş, sonunda bir kızı olmuştur. doğumu gerçekleştiren doktorlar, başta rahmi ve yumurtalıkları olmak üzere bütün üreme organlarını aşırı tahribattan ötürü almak zorunda kalmış ve bu arada onun vücudunun içinde erkek organları da taşıdığını görmüş ve onu bir erkeğe çevirmişlerdir.
o hastanede iyileşmeyi beklerken bebeği hastaneden çalınmıştır... o gün bugün sokaklarda sarhoş biçimde dolaşmaktadır...
öykü barmeni çok etkiler. zaten barmen öyle sıradan bir barmen değildir, bir nevi zamanda yolculuk ajanıdır. bizim adama, 'gel seninle geçmişe gidelim ve sen seni kandırıp sonra terk eden o adamı bul' der. adam kabul eder ve birlikte zaman makinesine biner, hamile kaldığı zamandan biraz öncesine giderler.
barmen adamı orada bırakıp 9 aydan biraz fazla ileriye gider ve hastanede doğmuş olan kız çocuğunu çalar, sonra o bebeği 18 yıl önceye götürüp bir yetimhanenin önüne bırakır. sonra 18 yıl ileri gider ve adama geri döner.
adam o sırada bir genç kızla birlikte olmuştur. adamı alır ve bugüne geri getirir.
aslında adam, kendi kendisinin hem annesi, hem babasıdır. ve biraz sonra anlarız, barmen de adamın biraz daha yaşlanmış halidir sadece.
öykünün sonunda barmen, vücudundaki sezaryen izine bakar ve 'ben nereden geldiğimi biliyorum ama peki ya siz zombiler, siz nerden geliyorsunuz' der, öykü biter.
kaynak: forgetomori
*alıntı: 'einstein'ın evreninde zamanda yolculuk - ismet berkan'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder