homo evolutis, juan enriquez amcanın ted konuşmasında, hominidlerin son türü olarak tanımladığı "canlı". son model, yedek parçası bol, tekno insan gibi bir şey.
hemen yanda ilk örneklerinden biri olan koşucu oscar pistorius'un fotosundan da anlaşılacağı gibi, bilim kurgu falan değil anlattıkları.
şöyle diyor:
"bence göreceğimiz şey hominidlerin farklı bir türü. sanırım homo sapiens'den homo evolutis'e doğru geçiş yapacağız ve bence bu 1000 yıl dahi sürmeyecek. hatta çoğumuz onlara bir göz atma fırsatı bulacağız, torunlarımızsa onlarla yaşamaya başlayacaklar."
juan enriquez, kök hücre mühendisliği, doku mühendisliği ve robotlar üzerine yapılan çalışmaların geldiği noktaları anlatıyor. çok büyük bir hızla yeni bilgi ve teknolojiler üretilen bu alanlarda yapılan çalışmalar sonucunda ortaya, "teknoloji destekli" insanlar çıkacaklar/çıkıyorlar. yani bu değişimler, "şu aptal şempanzelerle mi akrabayız?" diyen kendini beğenmişlerin, kendilerini "yeteneksiz eski modeller" gibi hissetmelerini sağlayacak.
doğuştan sağır birine duyma yeteneği kazandıran teknolojik eklentiler sayesinde doğuştan sağırlar da normal insanlar gibi duyabileceklermiş. ama işin ilginç tarafı, belki bir süre sonra, frekans aralıklarını ayarlayabilecekler ya da kulaklarına yerleştirilen cihaz 100 dilde çeviri yapabilecek (merhaba babil balığı) ya da juan amca'nın dediği gibi, yunusu, balinayı, kediyi köpeği rahatlıkla işitebilecek hatta seslerini çözümleyebilecek bu eklentili insanlar.
kulak burun boğaz bölgesinden hafifçe zıplayıp, beyin bölgesine sıçrarsa bu teknoloji; bu "homo evolutis"ler bize, bizim, ağzında ıslattığı çöpü karınca yuvasına daldıran maymuna, gorile baktığımız gibi bakacaklar ve şöyle diyecekler: "çok şirinler amaaa çok da akıllılar ha!"
*
yukarıda da bahsi geçen koşucu oscar pistorius, engelli olduğu için sadece engellilerin katılabildiği yarışmalara katılabiliyormuş; olimpiyatlarda da yarışmak istiyormuş ancak uluslararası atletizm federasyonları birliği, rakipleri karşısında avantaj sağladığı ve teknik destek aldığı için olimpiyatlara dahil etmiyormuş. mahkemeler şunlar bunlar sonucunda katılabilmiş olimpiyatlara. bu onun için bir başarı şüphesiz. peki 30 yıl sonra? o bacaklara eklenen parça normal bir insanın asla koşamayacağı kadar hızlı koşmasını sağlayacak teknolojik düzeye geldiğinde ne olacak? atletizm kariyeri için kollarını bacaklarını kestirmeye başlamaz mı insanlar? f1 yarış arabaları gibi, sağında solunda şirket markalarının parlak logolarını taşıyan sporcular tozu dumana katacaklar belki de gelecekte?
*
juan amcanın konuşmasına ekonomi, para ile başlaması boşuna değil. sonuçta, "bakın bazı teknolojiler var ve gelecekte "çok para" ve "güç" elde etmek için bu teknolojilerde gelişmeler göstermeliyiz" diyor. zayıf olan yok olup, güçlü ve dayanıklı olanlar kalacaksa, hep de öyle olduysa zaten, evrimin bu bahsedilen son halkası homo evolutis'ler, para denilen nanenin, tıpkı iklim gibi, hastalık gibi, bu dünyanın "değiştirici", "dönüştürücü" bir parçası olduğunu kanıtlayacaklar:
"gözüm 100x optik yakınlaştırma özlelliğinde, ya seninki?"
"bende astigmat var hala, yazılar birbirine giriyor... hem nerde bende o para; zor benim evrimleşmem!"
hemen yanda ilk örneklerinden biri olan koşucu oscar pistorius'un fotosundan da anlaşılacağı gibi, bilim kurgu falan değil anlattıkları.
şöyle diyor:
"bence göreceğimiz şey hominidlerin farklı bir türü. sanırım homo sapiens'den homo evolutis'e doğru geçiş yapacağız ve bence bu 1000 yıl dahi sürmeyecek. hatta çoğumuz onlara bir göz atma fırsatı bulacağız, torunlarımızsa onlarla yaşamaya başlayacaklar."
juan enriquez, kök hücre mühendisliği, doku mühendisliği ve robotlar üzerine yapılan çalışmaların geldiği noktaları anlatıyor. çok büyük bir hızla yeni bilgi ve teknolojiler üretilen bu alanlarda yapılan çalışmalar sonucunda ortaya, "teknoloji destekli" insanlar çıkacaklar/çıkıyorlar. yani bu değişimler, "şu aptal şempanzelerle mi akrabayız?" diyen kendini beğenmişlerin, kendilerini "yeteneksiz eski modeller" gibi hissetmelerini sağlayacak.
doğuştan sağır birine duyma yeteneği kazandıran teknolojik eklentiler sayesinde doğuştan sağırlar da normal insanlar gibi duyabileceklermiş. ama işin ilginç tarafı, belki bir süre sonra, frekans aralıklarını ayarlayabilecekler ya da kulaklarına yerleştirilen cihaz 100 dilde çeviri yapabilecek (merhaba babil balığı) ya da juan amca'nın dediği gibi, yunusu, balinayı, kediyi köpeği rahatlıkla işitebilecek hatta seslerini çözümleyebilecek bu eklentili insanlar.
kulak burun boğaz bölgesinden hafifçe zıplayıp, beyin bölgesine sıçrarsa bu teknoloji; bu "homo evolutis"ler bize, bizim, ağzında ıslattığı çöpü karınca yuvasına daldıran maymuna, gorile baktığımız gibi bakacaklar ve şöyle diyecekler: "çok şirinler amaaa çok da akıllılar ha!"
*
yukarıda da bahsi geçen koşucu oscar pistorius, engelli olduğu için sadece engellilerin katılabildiği yarışmalara katılabiliyormuş; olimpiyatlarda da yarışmak istiyormuş ancak uluslararası atletizm federasyonları birliği, rakipleri karşısında avantaj sağladığı ve teknik destek aldığı için olimpiyatlara dahil etmiyormuş. mahkemeler şunlar bunlar sonucunda katılabilmiş olimpiyatlara. bu onun için bir başarı şüphesiz. peki 30 yıl sonra? o bacaklara eklenen parça normal bir insanın asla koşamayacağı kadar hızlı koşmasını sağlayacak teknolojik düzeye geldiğinde ne olacak? atletizm kariyeri için kollarını bacaklarını kestirmeye başlamaz mı insanlar? f1 yarış arabaları gibi, sağında solunda şirket markalarının parlak logolarını taşıyan sporcular tozu dumana katacaklar belki de gelecekte?
*
juan amcanın konuşmasına ekonomi, para ile başlaması boşuna değil. sonuçta, "bakın bazı teknolojiler var ve gelecekte "çok para" ve "güç" elde etmek için bu teknolojilerde gelişmeler göstermeliyiz" diyor. zayıf olan yok olup, güçlü ve dayanıklı olanlar kalacaksa, hep de öyle olduysa zaten, evrimin bu bahsedilen son halkası homo evolutis'ler, para denilen nanenin, tıpkı iklim gibi, hastalık gibi, bu dünyanın "değiştirici", "dönüştürücü" bir parçası olduğunu kanıtlayacaklar:
"gözüm 100x optik yakınlaştırma özlelliğinde, ya seninki?"
"bende astigmat var hala, yazılar birbirine giriyor... hem nerde bende o para; zor benim evrimleşmem!"